Günümüz problemleri arasında oldukça büyük bir yere sahip olan kilo problemi ile başa çıkmak için kullanılan bir diyet modeli olan su orucunda, oruç boyunca sadece su içilmektedir ve tüm besinin bu şekilde karşılanması sağlanmaya çalışılmaktadır.
Su orucunu uygulayan kişiler tüm besin ihtiyacını su ile karşılamaya çalıştığı için kilo vermeleri de hızlanmaktadır. Çünkü, vücuda su dışında bir besin girmediğinde vücut kendi içinde bulunan yağları veya diğer besinleri yakmaya başlamaktadır ve bu da kilo verilmesini oldukça kolay bir hale sokmaktadır.
Su Orucunun Faydaları ve Zararları Nelerdir?
Su orucunun birçok faydası bulunmaktadır. Bu faydaların başında ise iç organları arındırması, gözenekleri rahatlatması, cildin daha parlak daha aydınlık bir hale bürünmesini kolaylaştırmaktadır. Aynı zamanda da cildin nemli olmasını sağladığı için kuruluk, çatlaklık gibi sorunların önüne geçmektedir. Bunun yanı sıra cildin daha genç görünmesini sağlaması ile de sıklıkla tercih edilen bir diyet olmaktadır.
Ancak, tüm faydaları bunlarla sınırlı olmamaktadır. Su orucunun diğer faydaları ise;
- Kalp rahatsızlıkları konusunda olumlu etkiye sahip olması,
- Yüksek tansiyonu engelleyici bir yapısının olması,
- Yüksek kolesterol rahatsızlıklarının önüne geçici bir özelliğe sahip olması,
- Diyabet hastaları üzerinde şeker dengeleyici bir yapısının olması,
- Aşırı kilolular için zayıflama imkânı yaratabiliyor olması gibi birçok özelliği yararı bulunmaktadır.
Fakat, su orucunun sadece olumlu etkilerin olmadığının da bilinmesi gerekmektedir. Su orucunun faydası gibi zararları da vardır. Bu zararlar şu şekilde sıralanabilir;
- Yanlış kilo vermenize neden olabilmektedir. Çünkü, su orucu sırasında verilen kiloların birçoğu su, karbonhidrat ve kastan oluşmaktadır ve su orucu bireyde kas kaybı gibi olaylara sebep olabilir.
- Gut hastalarında su orucu ürik asit üretimini arttırabildiği için olumsuzluk yaratabilmektedir.
- Diyabetlerde şekeri dengelese de uzun süreli açlıklarda olumsuz yan etkilere sebep olabilir.
- Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda böbreklere zarar verebilmektedir.
Mide ekşimesi yapabilmektedir. Çünkü, besin olmasa da sindirim sistemi mide de asit üretimini durdurmayacaktır ve asittin artmasına rağmen besinin olmaması midede ekşimelere neden olabilmektedir.